Seyahat etmek, ciddiye alınması gereken
bir iş. Bir hafta izin alayım beş yıldızlı her şey dâhil bir otele deli gibi
para vereyim diyorsanız bilemem. Ama geziyim tadayım farklı insanlarla
kültürlerle tanışayım diyorsanız biraz mesai, biraz emek harcamanız gerekiyor. Bu
hemen her seyahat ettiğiniz yer için geçerli. Kaş da onlardan biri, tanımak için biraz emek
istiyor...
Kaş'a ya âşık olursunuz, ya da yol kötü
deyip burun kıvırarak yanından dahi geçmezsiniz. Arasına daha denk
gelmedim. Kaş, aman kimse gelip de bulmasın dediğim yerlerden biriydi eskiden.
Keşfedildikten sonra yazın çok uğramaz oldum.
Ne zaman gidelim, ne kadar kalalım? Her yıl üç gün ayırmanız yeterli.
Sonraki senelere de bişeyler kalsın. Her ne kadar ben bu yazıyı anca vakit bulup yaz ortasında yazsam da, Temmuz Ağustos aylarında uzak durun. En güzel zaman "yaz geldi
oley" için, erkenden yaz partisi yapabileceğiniz Mayıs sonu. Genelde bizim
gibiler 19 Mayıs'a denk getirirler. Malum her dakka izin alamıyoruz. En
sevdiğimiz cuma ya da ptesiye denk gelen 19 Mayıslar. Ama ben daha çok
Eylül sonunu severim. Daha sakin, yazın son demleri... Gerçi bence yaz Kasım'da biter ayrı.
Valla Kaş için 3 gün
yeterli (her yıl gideceksiniz ya nasıl olsa!) Örneğin ctesi pazar ptesi 3
günlük bir plan yaptınız. Ctesi sabahın körüne almalısınız uçağı. Boşuna
cumadan gelip Antalya'da gecelemenin manası yok. Gece gece Kaş'a da gidilmez.
Benzer durum Dalaman uçuşları için de geçerlidir. Sabah erken varıp Kaş'a doğru
geze geze gitmek en mantıklısı. Dönüşünüzü de olabildiğince geç uçakla yapmakta
fayda var-malum dönüş yolu da uzun.
Peki hangi yolu tercih edeceksiniz Kaş'a
giderken? İstanbul'dan çıkacaksanız yola uçakla; ya Antalya'ya ya Dalaman'a
uçacaksınız. Ve sonra araba kiralayarak Kaş'a gideceksiniz. Yok, Antalya'da
arabası olan arkadaşlar var alırlar beni diyorsanız - güzel tabi o da olur. Antalya da
Dalaman da Kaş'a 3 saat, molasız tabi. O koyda denize girelim, aman
şurada kahvaltı edelim derseniz 3 saat olur size 6 saat. Çok da güzel olur.
Zaten sabahın köründe uçakla gelmenin mantığı da budur. Gezerek Kaş'a
varmak-gündüz gözüyle.
Antalya'dan gelenler için: Yolda ilk
durak Phaselis - denize girmek için çok başarılı. Phaselis'e giriş kolay çok
vakit kaybetmeden deniz yapabilirsiniz. Sonra devam edip Ulupınar'da kahvaltı. Ardından Adrasan ve Çıralı (Olimpos). Adrasan için bir miktar
daha zamana ihtiyaç var. Burayı görmediyseniz elbette gezin ama çok bir hikayesi
yok. Sonrasında da Olimpos. Gene biraz zamana ihtiyacınız var. Zira, Olimpos'a
ya da Çıralı köyüne arabayla inmek bir miktar zaman alıyor. Deniz elbette
güzel. Burada Olimpos'u anlatmıcam malum konu Kaş. 20'li yaşlarda güzel
Olimpos. O da bozulanlardan maalesef. Hepsinden sonra da Kaş'a yaklaşırken
Demre var. Mavi yengeç yenebilir ama beklentiniz yüksek olmasın. Kaş'a
yaklaştıkça güzel koyları görmeye başlayacaksınız - canınız denize girmek
isteyecek... İşte bu yüzden 3 saatlik Antalya Kaş yolu bana hep 5-6 saate mal
olmuştur. Siz sabah en erken uçağa alın biletinizi.
Antalya değil de Dalaman üzerinden
geleyim derseniz. Yolda Saklıkent, Patara ve Kaputaş güzel mola noktaları.
Fakat bu rota tüm gününüzü yer ona göre hazırlıklı olmakta ve hesabı daha uzun
tutmakta fayda var. Hem Patara hem Saklıkent oldukça fazla vakit harcamak
isteyeceğiniz yerler zira.
Sonunda Kaş'a ulaştınız - Nerede
kalacaksınız?
Kaş'ta konaklama için dört seçeneğiniz
var;
- Kaş Kamping: Deniz kenarı ve çok güzel. Biraz kamp kalitesi olarak Avrupa'daki kamplara benziyor. Dolayısı ile fiyatlar diğer bölgelerdeki kamplara kıyasla ucuz sayılmaz. Bungalowlar da var çadır da. Büyük ahşap bir iskele oluşturulmuş deniz kenarında, eskiden daha iptidaiydi şimdi biraz daha bakımlı hale gelmiş. Buradan Kaş merkeze araç yok, 15 dakika kadar yürümeniz gerekiyor. Gençken 20'li yaşlarda daha çok tercih ettiğim bir seçenekti. Tatiller 2-3 güne sıkışınca haliyle artık pek kamp yapamaz olduk.
- Çukurbağ yarımadası. Kaş'ın en güzel otelleri burada; fakat arabaya ihtiyacınız var. Son yıllarda yapılan Kaş Marina'nın da komşu olduğu yarımada. Kaş'a arabayla 5-10 dakika. Ben tercih etmem pek, çünkü Kaş çarşı içine yürüyerek gitmeniz mümkün değil, araca ihtiyaç var.
- Kaş merkez - Çarşı içi. Burada küçük otel ve pansiyonlar bol. Hemen hepsi benzer nitelikte. En modern ve yeni olanı son 2-3 yıldır açılan Upper House Hotel. Tavsiye ederim temiz, güzel ve çarşı içinde.
- Kaş merkez - Küçük Çakıl ve çevresi - En iyiyi en sona sakladım tabi ki. Benim tercihim hep burada kalmak yönünde. Otellerin önü deniz kayalıklar vs. Oteller iyi. Son dönemde açılan Rhapsody ve Narr özellikle tavsiye edebileceğim iki otel. Yeniler. Bir de buranın klasiği Nur Beach var. Orası da yenilendiği için güzeldir. En önce bu otelde yer kalmaz aklınızda olsun. Bu sırada yer alan diğer oteller daha uygun fiyatlı olmakla beraber bir miktar eskidirler. Buradaki otellerin en büyük dezavantajı asansör olmamasıdır. 4. Katta ya da 3. Katta bir odanız varsa artık ayağınıza dizinize kuvvet.
Özetle Küçük Çakıl'da yeni açılan
otellerden birinde kalın. Oda kahvaltı. Akşam yemeği tabi ki Kaş'ın içinde
yiyeceksiniz. Zaten Küçük Çakıl'la Kaş çarşı içi 5 dakika yürüme mesafesi. Kaş
çok küçük bir yer.
- En bilinen yer Küçük Çakıl: Oteliniz de buradaysa hemen denize inebilirsiniz. Kumsal değil kayalıktır. Küçük çocuk varsa yanınızda biraz dikkatli olmakta fayda var. Kayalık beton uzunca bir sahildir. Restaurantlar ve plajlar vardır burada, elinizi kolunuzu sallaya sallaya girersiniz. Bu bölgede denize soğuk su kaynağı döküldüğü için su baya soğuk. Çok güzel olduğunu söylemeliyim. Mayıs'da geldiyseniz - biraz zorlar suya girmek. Seviyoruz soğuk denizi.
- Büyük Çakıl: Sadece görmek için gidilebilir; Küçük Çakıl'a 1-2 km mesafede. Gün geçmez burada.
- Limanağzı: Kaş limandan motorlar kalkar - on dakika da buraya geçersiniz. Araba yolu bulunmaz. Koyun en sağındaki Bilal'in Yeri'nde tepede mağara vardır, içi buz gibi, hani güneşlenirken sıkılanlar varsa 1 saatlik güzel bir aktivite olur. Limanağzı'ndan dönüş için yaklaşık yarım saatte bir tekne kalkar. Bu bölgede su sıcaktır deniz de berrak. Şnorkelle ahtapot vs rahat görürsünüz burada baya - ufak tatlı güzel hayvanlar.
- Bir de tabi eskiden kimseyle paylaşmadığım ama artık keşfedileli yıllar olduğu için söylebileceğim bir yer - Hidayet Koyu: Çukurbağ yarım adası girişinde. Burada denizde 3 saat falan kalabilirsiniz o derece güzel. Koy iptidai - toprak bir yoldan iniliyor aşağıya arabayla - gözleme çay tost vs alabileceğiniz bir büfe var deniz kenarında.
- Sea kayaking: Bu da sevdiğimiz diğer bir aktivitedir çok tavsiye ederim. Kaş çarşıdaki turlardan birini ayarlamanız gerekir. Sabah erken saatte sizi araç alır ve Üçağız'a doğru yola çıkarsınız. Buradan sea kayaklara binersiniz (bildiğin kano işte) ve Kekova'ya doğru kürek çekersiniz. Performansınıza göre değişmekle beraber 2-3 saatte varıyorsunuz Kekova'ya kürek çekerek. Manzara elbette muazzam. Bu tur, Kaş içinde de oldukça popüler olan bir aktivitedir. Bunun yanı sıra kanyoning turları da vardır. Suyun içinden dağlara taşlara tırmanmak - bu da denenmeli.
- Yine Kaş'tan Patara ya da Saklıkent'e geçilebilir. 1.5-2 saatlik mesafede. Bunu turdan ziyade kendi kiraladığınız araçla yapmanızı tavsiye ederim. Saklıkent'te suyun kaynağına doğru, olabildiğince yukarı, uzun bir yolu tırmanacaksanız bu hem performans gerektiren hem de vakit alan bir aktivitedir. Bu sebepten dönüş yolunu da hesaba katarak akşamüstüne ve karanlığa kalmamaya özen gösterin. Yok sadece öylesine bir bakarım Saklıkent nasılmış derseniz çok vakte ihtiyaç yok. Kaputaş da denize girip görmek açısından 1-2 saat ayrılabilecek diğer bir seçenek.
- Meis: Buraya geçiş için vizeye ihtiyaç var. Sabah motorla geçip akşamüstü de dönüyorsunuz. Açıkçası diğer Yunan adalarıyla kıyaslayınca Meis'te pek de bişi yok. Yeme içme de öyle çok iyi diyemem. Her yıl Kaş'a gidip de denize doğru biranızı yudumlarken "şu Meis'e de bi türlü gidemedik - bi daha kesin gidelim" gibi 10-15 yıl boyunca aynı muhabbeti yapıyorsanız içiniz de kalmasın bi gidin tabi.
- Kaş'ın esas olayı dalış: Kaş dalış severlerin kesinlikle pas geçmediği bir destinasyon. Bu memlekette dalış yapıp da Kaş'a yolu düşmemiş bir Allah'ın kulu yoktur. Dolayısıyla her an her dakka oturduğunuz yerde 10-15 kişilik güruh halinde gezen insan öbeklerine denk gelirsiniz - bilin ki onlar dalmaya gelmişlerdir.
- Bunun dışında yamaç paraşütü paragliding gibi popüler olarak yapılan aktivitedeler de vardır.
Kaş'ta vazgeçemediğim ve gidenlere de
"illa gidin" diye dayattığım birkaç yer;
- Sempati: Çarşı içinde ve çok lezzetli - akşam için yer ayırtmakta fayda olabilir çünkü 3-5 masa var sadece-gündüz önünden geçerken yer ayırtın. Muazzam lezzetli.
- Spagettici: Çarşı içinde. Makarna tiramisu şarap, hepsi güzel - Kaş'ta da oldukça popülerdir.
- Nur Beach'in restaurant'ı: Burası nur beach otele ait. Küçük Çakıl'da deniz üzerinde - Kaş için biraz daha farklı bir konsept -güzel ama daha çok romantik yemek arayanlara.
- Rakı Balık: Şimdi bir de elbette ki deniz kenarındasınız rakı balık kaçınılmaz da, işte Kaş öyle bir yer değil pek. Çok yer denemiş olmakla beraber, ben henüz rakı balık konusunda çok iyidir diyebilidiğim bir mekana denk gelemedim Kaş'ta. Evet böyle yerler var gittim taddım zamanında ama tavsiye etmem. Bana da esasen çok tuhaf gelir; Kaş gibi bir yerde asıl rakı balık muhabbeti olması gerekir tabi ama yok işte tatmin edici bir mekan.
Yemekten önce ve sonra...
- Deja Vu - Bir Kaş Klasiği: Kaş'ın olmazsa olmazı tabi ki. Denizden çıkınca yemekten önce ritüel'dir. Güneşin batışı izlenir, mojito içilir, Bob Marley dinlenir. Yan masadaki 15 kişilik dalış ekibinin muhabbetlerine kulak misafiri olunur - sosyal gözlem yapılır - bu grupların saat 6-7 gibi istilasına uğramadan yer kapmaya çalışılır - ohoo uzar gider dejavu muhabbeti. "kaş valla acaip güzel " şeklinde ellinci kez aynı şeyi söyleyerek ayrıldığınız mekandır Dejavu.
- Hideaway: Güzel müzik güzel içki. Bir de kedileri var sevdirmiyor kendini ama olsun güzel çok. Sangria'sı popüler oturup sakin sakin jazz/rock dinleyebileceğiniz mekan. Kaş'ta genel olarak jazz ve rock çalar barlar, seven de bu yüzden sever Kaş'ı zaten biraz da.
- Mavi - Hep dolu hep ama: En en en popüler mekan - Kaş'ın tam ortasında renkli ahşap sandalyeleri olan yer. Asla yer bulamazsınız. Yetmez, kaldırımda da oturacak yer olmaz. O da yetmez, önünden geçerken kalabalıkta sıkışırsınız. İyidir Mavi... bira ve buzlu bademin vazgeçilmez mekanı.
- Bir de Red Point olayı var: Burası da salaştır da 12 den sonra bir anda içerisi tıklım tıklım olur. Ekip sağlamsa dansetmeye gidilir. Popüler müzikler çalar - turist çoktur - insanlar dans ederken imaj kaygısı olmaz, kimse kasmaz. Kaş burası.
- Ve bir de Echo-Bar: Burasını nasıl olduysa yıllarca es geçmişim. Yeri çarşı içi değil de limanın sağ tarafında kalan bölgede. Oldukça iyi jazz/rock gruplarının geldiği iddia ediliyor ama dediğim gibi es geçmişim.
Valla Kaş böyle işte... Her yıl 3-4 gün
yapmak lazım. Bohem, salaş - Bi başka...