21 Temmuz 2018 Cumartesi

Biraz Bruge..


Çikolata ve bira.. burası çok masalsı bir yer. Şehir küçük ve çok kalabalık. Nisan sonu. İnsanlar parmak arası terliklerle dolaşıyorlar. Bahardan ziyade yaz havası var. Bruge’den bahsediyorum.. hayal ettiğimden daha güzelmiş.
Bu bölgeyi gezmeniz için üç gün yeterli. Pek çokları Brüksel havaalanından trenle 1-1.5 sa. buraya gelmeyi tercih etseler bile, ben araba kiralamanızı öneririm. Antwerp Bruge ve Gente üçgenini gezmek adına.

Brüksel
Brüksel’e indikten sonra saate göre, o gün Brüksel’de gecelenebilir. İnsanlar Brüksel’de hiçbir şey yok dese de, dördüncü gelişim olmasına rağmen, bir şeyler bulmayı beceriyorum sanırım. İlla ki gidilmemiş bir bölge, denenmemiş bir restoran ya da takılınmamış bir bar çıkar karşınıza. Buraya dair verebileceğim en büyük ipucu, eski şehirde kalmak yerine (Old Town), daha lokal ve çalışan kesim için de popüler olan Xilles bölgesinde kalmanız. Old Town’da kalmayı tercih edenler ise meydan ve çevresindeki salaş ve turistik mekanları tercih edebilirler. Zevke göre. Bence ikisi de denenebilir. İçeceğiniz şey ise elbette ki bira.. Delirium. http://www.deliriumcafe.be/ Burada o kadar çok farklı bira seçeneği var ki. Yemek içinse en ünlüsü elbette Leon. Midye zinciri. http://www.chezleon.be/en/


Antwerp
Gece Brüksel’de geçirdikten sonra yola çıkabilirsiniz. Antwerp’e doğru – ya da Fransızca söyleyelim Anvers’e doğru. Bu şehrin Fransız aksanı ile söylenişi çok hoşuma gidiyor. Antwerp Bruge’den bir miktar daha büyük bir şehir. Brüksel’den yaklaşık yarım saat arabayla, dolayısıyla kesin uğrayın. Antwerp’in de eski şehir kısmı çok çok başarılı. Dar sokaklar, ufak dükkanlar, bir sürü çikolatacı. Aşırı sempatik. Park yeri konusu önemli. Eski şehrin bulunduğu bölgenin çevresinde, liman (kanal) civarında kat otoparkları mevcut. Avrupa’da her ülkede park etme kuralları ve renkli çizgilerin anlamları farklı olabiliyor. Dolayısıyla araba kiralayan herkese https://www.car-parking.eu/belgium/brussels web sitesini tavsiye ederim. Tüm Avrupa, kurallar şehir bazlı rankli çizgiler, otopark fiyatları ve hangi alanda saat kaçta parasız (free parking) yapabilirsiniz detayları buradan bulabilirsiniz. Haritalı. Faydalı bir site. Gezerken durduk yere fazladan para vermeyelim hiç bir şeye.

Antwerp’e dönecek olursak. Dar sokaklar yemesi içmesi, birası çikolatası bol. Buraya 3 saate yakın bir zaman ayırmanız kafi. Bu dar sokaklarda size bir yer tavsiye edeceğim. Fish a’gogo.  https://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g188636-d10263071-Reviews-Fish_a_gogo-Antwerp_Antwerp_Province.html
Fish a'gogo

Büfe vari bir mekan. Ayaküstü restaurant. Deniz ürünleri var bir sürü ve uygun fiyatları. Bir de yanında Triple D’Anvers içtiniz mi. Nefis. Çok tavsiye ederim. Öyle dış görünüşü iyi vs yer arayıp kendinizi aldatmayın. Salaş iyidir. Anlarsınız zaten dışarıdan da. Mekanın tabureleri boş kalmıyor. Brüksel’den Bruge’e geçerken Antwep üzerinden geçerek – ancak akşam saatlerinde Bruge’e varıyoruz. Bruge Antwerp arası da 1 sa. Kadar. Kısa.

Bruge’e gelirsek.
Fakat öncesinde başka bir tavsiye Antwerp’teki çikolatacılar Bruge’dekilerden daha iyi. Dönelim Bruge’e. Aslında herkes iki gün yeter dese de, deniz kıyısı ve çevre bölgelere de gitmekte fayda var. Bruge küçük fakat denemek isteyeceğiniz bir sürü iyi restoran var. Çok fazla Michelin ve Michelin’e aday vs.. Bunlar dışında ufak küçük restoran da bol. Dolayısıyla iki gün herkese yeterli gelmeyebilir. Konaklama için tabii ki de eskişehir’de bir yeri tercih etmenizi öneririm. Ama eskişehri saran, nehir kıyısının iç tarafında kalan yakın yerler hem trafikten uzak hem de bir miktar gürültüden uzak ayrıca park yeri bulmanız daha kolay bu bölgelerde. Hatırlatmakta fayda var pazar günleri hariç bu tarz Avrupa şehirlerinde arabanızı bıraktığınız her yer için belli bir para ödemeniz gerekiyor; bu parayı ödemediğiniz taktirde de yüksek bir meblağ ve bir ceza ile karşı karşıya kalıyorsunuz dolayısıyla buralara gitmeden önce okuyun derim.

BeerWall
Bruge’ün ana merkezini dar sokaklarda sürekli yürüyerek gezebilirsiniz. Bisiklet de bir alternatif ama yürümek daha makul. Kulağa çok turistik gelse bile, mutlaka yapmanız gereken aktivitelerden bir tanesi tekne gezisi. Çünkü nehirlerle dolu bir bölge olduğu için nehir tarafından görebileceğiniz görüntüleri maalesef yürüyerek çok göremiyorsunuz. Yaklaşık 1 saatlik tekne gezisi. Kaptan Bruge’ün tarihini on numara anlatıyor. Deneyin. Şehrin içinde 3-4 farklı yerden kalkıyor bu tekneler. Kime sorsanız gösterir. Haritan bakınca da görürsünüz zaten.  

Sadece şehir gezecekseniz bunun için iki gün gerçekten kafi ama çeşitli restoranlara gideyim farklı barları deneyeyim istiyorsanız bir miktar daha zamana ihtiyacınız olabilir. Bruge’ün en büyük özelliği milyonlarca biracı ve çikolatacısının olması. Ayrıca Bira ve peynir de lokaller arasında popüler. Biraları daha yüksek alkollü ve buğday tadı daha yoğun. Biz efesimizi tuborgumuzu çok sevsek de, bunlar da başka lezzetli. Ve dahası baya aromalı.
Konaklama açısından da çok geniş bir yelpaze mevcut. Yer gök otel. Küçücük alanda.  Nehrin çizdiği yuvarlak daire içinde kaldığınız müddetçe her yeri çok rahat yürüyorsunuz. Yine aynı şeyi tavsiye edeceğim. Booking.com’dan yapmayın rezervasyonu. Otele mail atın. Yer yok gözüken yerlerde yer bulabiliyorsunuz.
Restoran için çok seçenek mevcut-tek tavsiyem olacak-Carlito’s. Evet İtalyan. Bence güzel, sakin.. lezzetli. Ortaklarından bir tanesi de Türk ama Türkçe konuşamıyor pek. Şans eseri denk geldik. Zaten Türk olduğu da anlaşılmıyor. https://www.carlitos.be/en/

Rated bir yere girmek istiyorum derseniz Bruge’de iyi restoranların çoğuna yer ayırmanız gerekli. Ya bu restoranların websitesinden girip yapabilirsiniz. Ya da  thefork.be gibi websitelerinden. Yeri gelmişken, bir şehirde iyi restorana gitmek istiyorsanız bakacağınız yer kesinlikle tripadvisor olmasın. Sadece turistik bir yönlendirmeye maruz kalırsınız. The telegraph, condenast, the guardian gibi gazetelerin gezi bölümlerindeki tavsiyelere bakmanızı öneririm.,

İkinci tavsiyem Bruges Gin Club. http://www.brugseginclub.be/ Ara sokakta. Azıcık oturma yeri var. Ama güzel. Bira için değil, gin ve türevi kokteyler için. İçeride jazz çalıyor. Diğer tavsiyem yine nehir kıyısında, manzarası çok iyi olan bir yer. Bahçe tarafı tam nehir kıyısında. Başarılı. 2be Beer Wall. https://www.2-be.biz/en/home/

Bunların dışında Le Trappiste ve De Garre yine tavsiye ederim. De Garre yalnız biraz saklı kalıyor, çok dar bir sokakta, harita ile gidiyorsanız aklınızda olsun, o dar sokağın başındaki duvarda işaret var.
Öyle çok hareketli bir gece hayatı yok. Zaten tüm gün yürüdünüz. Güzel yemek, güzel içki vs’nin ardından sakinlemekte her yer. Fiyatlar konusuna gelince de biralar genellikle 4- 5€, kokteyl ise 8-9 € civarı şehirde. İstanbul'daki fiyatlardan farklı değil, Lüks yerleri saymıyorum elbette. Ve maalesef çok daha iyiler.   

Son olarak tavsiyem “Straffe Hendrik”...  Aşağıda Straffe Hendrik ile Zot karşılaştırması mevcut.
Bu konuda bana güvenebilirsiniz..

Straffe Hendrik v. Zot - Hangisi daha güzel?