Bizim
sanırım ülkece bir kıymet bilememe sorunumuz var. Ülkemiz çok güzel fakat
niyeyse bu doğal güzellikleri el birliği ile yok etmeye çabalıyoruz. Alacatı da
bunlardan biri. Genel köy ile alakalı konulara girmeyeceğim orada bir nebze
estetik kaygısıyla hareket ediliyor. Asıl konu surf alanı.
Yaklaşık
20 yıldır bu bölgeye geliyorum ve o dönemler kamp yapıp surf yaptığımız bir
yerdi Alaçatı. Akşamları ateş yakılır, onun öncesinde herkesin kamp yapanlarla
kaynaştığı yemekler yediği bir sahildi. Karavanlar çadırlar... ve yabancı
turistler sörfçüler.. samimi bir ortam vardı.
İlk
önce bu alan iptal oldu ve yerine başka şeyler yapıldı.
Sonra
Çark Plajına şimdiki Alacatı Beach Resort eklendi. O dönemler orası sazlık
koskoca bir kumsaldı pek gelen giden de olmazdı. Sakin denizinize girerdiniz.
Neyse ki bölgedeki estetik gene de çok
bozulmadı.
Daha
ilerleyen yıllarda surf okullarını koyun dip yerine doğru kaydırmaya
başladılar. Fakat bundan öte Port Alaçatı yapıldı. Sorun şu ki bu liman ve o
bölgedeki yapılaşma her ne kadar estetik olarak göze hitap etse de rüzgarı
bozmakta. Öte yandan siz surferken sürekli bir tekne trafiği de çok hoş olmuyor
haliyle. Yine de buraya kadar bir nebze anlaşılabilir.
Fakat
daha kötüsü sanırım bu yıl oldu.. surfe çıktığınız alana bir otel daha, Biblos, geldi.
Dolayısıyla gün gelecek ve o koyda hiç bir surf alanı ve surfçü kalmayacak.
Zaten artık yabancı turist de gelmez oldu. Çünkü mantık farklılaştı.
Neden
biz her güzel sahilimizi beache, her guzel koyumuzu otel arazisine çevirmek durumundayız.
Benzer durum bu yıl Seferihisar Sığacık Ekmeksiz (Teos) koyunda da olmuş. Otel
almış kapamış o güzelim koyun girişini.
Misal
neden 5 masalık güzel bir restaurantken para kazanmaya başlayınca daha da
kazanmak için 10 masaya çıkıp kaliteyi lezzeti düşürürüz. O da yetmez 20/30
masa oluruz. O da yetmez bu sefer de gelen misafirleri begenmez iyi servis
vermeyiz. Gözümüz bir türlü doymuyor sanırım.
Anlamak
gercekten mümkün değil. Paraya düşkünlüğümüz ve buna eşlik eden
görgüsüzlüğümüzün farkında mıyız? Doğal güzellikler bir kere kayboldu mu geri
dönüşü olmuyor maalesef. Bir koy bir, bölge bakirliğini kaybetti mi bunun
parayla geri getirilebilir yanı kalmıyor. Biraz kıymetini bilsek sahip
olduklarımızın daha güzel olmaz mı. Memleketimiz gerçekten çok güzel. Bu kadar
zor olmamalı.
Toplumca giderek artan bir kıymet bilememe sorunumuz var. Ve
farkında dahi değiliz korkarım ki. Üstelik de sırf bu konuda değil.
Kalkınmanın hesabı dökülen beton ile yapılan bir ülkedeyiz...Ardıç Koyu;Çifte Liman,Teke Burnu.....Alaçatı Port'un ileri safhalarını daha göremiyor insanlar...Kahvehane'leri ''Cafe'' yapıp Port projesini itekleyen zihniyet tüm Çeşme'yi yok ediyor...Lütfen bugünün keyfini çıkarın,ileriki yıllarda sörf yapamayacaksınız...
YanıtlaSil